BAZI KARİKATÜRLER

(SOME CARTOONS)

İDAMI BEKLERKEN İNTİHAR EDEN BİR KARİKATÜRCÜ

(A CARTOONIST SUICIDED WHILE WAITING FOR EXECUTION)

BİLİŞİM VE KARİKATÜR...

(INFORMATICS AND CARTOON)

 

HAYATİ BOYACIOĞLU

 

 

 

 

BAZI KARİKATÜRLER

 

Bazı karikatürler yazılır. Bazı karikatürler çizilir. Bazı karikatürler geçilir. Bazı karikatürler seçilir. Bazı karikatürler yenilir. Bazı karikatürler yutulmaz. Bazı karikatürler satılır. Bazı karikatürler atılır. Bazı karikatürler itilir. Bazı karikatürler kakılır. Bazı karikatürler yakılır. Bazı karikatürler basılır. Bazı karikatürler asılır. Bazı karikatürler öpülür. Bazı karikatürler dövülür. Bazı karikatürler övülür. Bazı karikatürler saklanır. Bazı karikatürler aklanır. Bazı karikatürler güldürür. Bazı karikatürler öldürür.

Karikatür güldürür deriz, ardından da düşündürür diye ekleriz. “Karikatür düşündürür ve güldürür.” Bazı karikatürler güldürmez, içimizi burkar, canımızı yakar. Bazı karikatürler öfkelendirir. Bazı karikatürleri anlamak zordur. Bazı karikatürleri ise anlamaya bile çalışmayız. Bazı karikatürler belleğimizde yer eder, bazılarını hiç hatırlamayız. Bazı karikatürler midemize oturur. Bazı karikatürler bazı şiirler gibi alır bir yerlere götürür. Bazı karikatürler kitap gibi okunur. Bazı karikatürlerin yazısı yoktur ama koca bir kitabı bir iki çizgide özetleyip yazarları çatlatır. Bazı karikatürler bir kahkaha bir kalem pirzola misali karnımızı bile doyurur. Bazı karikatürler dişimizin kovuğuna bile yetmez. Bazı karikatürler bazı hastalıklara iyi gelir. Mesela güldüren karikatürler depresyonu önler, deşarj olmamızı sağlar. Bazı karikatürler, sizin yerinize de hedefe oklarını batırdığı için rahatlarsınız. Bazı karikatürler bazı filmler gibi ağlatır. Bazı karikatürler karpuz gibi sergilenir, bazı karikatürler altın gibi, hangisi daha değerlidir bilinmez. Bazı karikatürlerin çizeni belli değildir, bazı karikatürlerin ise okuru. Bazı karikatürler müstehcendir. Bazı karikatürler siyasidir. Bazı karikatürler sadece eğlendirir. Bazı karikatürler sadece para kazandırır. Bazı karikatürleri sergiden sergiye görürüz. Bazı karikatürleri dergiden dergiye. Bazı karikatürler yarışma albümlerinde boy gösterir. Bazı karikatürler kartpostallardadır sadece. Bazı karikatürler takvim yapraklarını süslerler, bazı karikatürler evlerin duvarlarını. Bazı karikatürler internette dolaşır. Bazı karikatürler çıldırtır sizi. Bazı karikatürler aklınızı başınıza getirir. Bazı karikatürler dünyayı değiştirmeye çalışır. Bazı karikatürlerde iş yoktur. Bazı karikatürlerde çok iş vardır. Bazı karikatürler çöp kutusunu boylar. Bazı karikatürler çekmecelerden çıkmaz. Bazı karikatürler hiç çizilmez. Bazı karikatürler bıktırır. Bazı karikatürler ciddidir, bazı karikatürler gayriciddi. Bazı karikatürleri kesip saklarız bazı karikatürleri yırtar atarız. Bazı karikatürler güldürmez bazı karikatürler düşündürmez. Bazı karikatürler maksadını aşar. Bazı karikatürlerin maksadı belli olmaz. Bazı karikatürlerin kökü dışardadır. Bazı karikatürleri herkes beğenir. Bazı karikatürler kimseye yaranamaz. Bazı karikatürleri çizmek yürek ister. Bazı karikatürleri kim olsa çizer. Bazı karikatürler çizilmeyi bekliyordur. Bazı karikatürler olmasa da olur. Bazı karikatürler süs içindir. Bazı karikatürler süsü bozar. Bazı karikatürler meseleye dikkat çeker. Bazı karikatürler asıl meseleyi gözden kaçırır. Karikatür Vakfı’nın 10. yılı kutlu olsun...

 

SOME CARTOONS

 

Some cartoons are written. Some cartoons are drawn. Some cartoons are neglected. Some cartoons are selected. Some cartoons are new. Some cartoons are not neglected. Some cartoons are sold. Some cartoons are thrown away. Some cartoons are pushed away. Some cartoons are burnt. Some cartoons are published. Some cartoons are displayed. Some cartoons are appreciated. Some cartoons are praised. Some cartoons are kept. Some cartoons make you laugh. Some cartoons make you die.

We say cartoon makes you laugh and add that it makes you think. “Cartoon makes you laugh and think”. Some cartoons do not make you laugh, they make you feel sad. Some make you feel furious. It is difficult to understand some of them. Even we don’t try to understand some. We remember some and don’t remember some at all. Some disturb us. Some take us to somewhere like a poem. Some are read like books. Some are without words but express a lot using a few lines. Some make us feel full. Some are never enough. Some treat illnesses. For instance, humorous cartoons present depression.

Some cartoons get their message across and you feel good. Some make you cry like films. Some are displayed like watermelons. Some are just like gold and you never know which one is more precious. The cartoonist of some are not known and sometimes the spectors are not known. Some are obscene. Some are political. Some only entertain. Some only make you earn money. We take some to exhibitions. Some are taken to a magazine from another. Some appear in competitions.

Some are only postcards. Some are on the internet. Some make you crazy. Some are thrown away to dustbin. Some are not drawn. Some make you feel bored.

Some are serious and some are informal. We keep some of them. Some don’t make you laugh and think. Some are liked by everyone.

To draw some of them requires courage. Anyone can draw some of them. Some cartoons wait for being drawn. Some are unnecessary. Some are only displayed. Some attract the attention of people to an issue. Some miss the real issue. Happy Anniversary, the Cartoon Foundation.

 

 

İDAMI BEKLERKEN İNTİHAR EDEN BİR KARİKATÜRCÜ

 

Erich Ohser’in  bu yıl 100. doğum yılı kutlanıyor. 18 Mart 903 yılında gümrük memuru bir babanın oğlu olarak Vogtland’da dünyaya gelen Ochser’in yaşam öyküsü, Vakfımızın bu yılki konusu ile de yakından ilgili. Yarattığı “baba ile oğul” adlı çizgi kahramanlarıyla milyonlarca okura ulaşan ve Alman tarihinin en beğenilen karikatüristleri arasına giren Ohser, „Vorwärts“ dergisinde Nazi rejimine kafa tutan karikatürleriyle Hitler’in Propaganda Bakanı Göbbels’in kara listesine alınıyor. 1934 yılından itibaren e.o.plauen* adıyla suya sabuna değmeyen, “zararsız” ve propaganda içeren konular çizmesine izin verilen Ohser 1937 yılında “baba ile oğul”u ıssız bir adaya göç ettiriyor ve bir yıl sonra da Ohser’in çizgilerinde eski parlak fikirlerinden eser kalmadığı gözleniyor. Son “baba ile oğul” bandında  sevilen kahramanları bulutların üstünde görüyor okurlar ve uzaklarda bir ay ve belli belirsiz bir  yıldız parlıyor. Kimsenin farketmediği bu yıldız altı köşeli musevi yıldızıdır. 1942 yılında Berlin’e bombalar yağmaktadır. Bir ihbar üzerine 1944 yılında bir arkadaşıyla birlikte Gestapo tarafından tutuklanan ve devlet düşmanı düşünceleri nedeniyle idam istemiyle yargılanan Ohser, kararın açıklanmasından bir gün önce Berlin Moabit Cezaevi’nde intihar ederek yaşamını noktalıyor. Ohser, ardında bıraktığı veda mektubunda arkadaşı Erich Knauf’un suçsuz olduğunu dile getirip tüm suçu üstlendiğini belirterek ölümünden kimsenin sorumlu olmadığını yazıyor, ancak Knauf da birkaç hafta sonra idam ediliyor. Erich Ohser’in hem adı hem de takma adı e.o.plauen bugün Almanya’da pek çok sokağa pek çok okula, doğduğu yer deki bir galeriye  verilmiş durumda. “e. o. plauen”, çizgileri, yeniden yayınlanan albümleri, adına bastırılan hatıra pulları, sık sık düzenlenen sergileriyle Almanya’da hala yaşıyor.

* Erich Ohser çocukluğunu geçirdiği Plauen’u unutmayarak takma adında e.o.plauen’i yani Plauenli Erich Ohser’i kullanmıştır.

 

A CARTOONIST SUICIDED WHILE WAITING FOR EXECUTION

 

The life story of Ohser, born as the son of custom officer on March 18th, 1903, is closely relevant with this year’s subject of our foundation. Ohser became the most popular cartoonist in German history with his cartoon characters named “father and son”, and entered Hitler’s Propoganda Minister Göbbels’s blacklist because of his cartoons resisting Nazi order published in Vorwarts Magazine. 

Starting from 1934, Ohser was allowed to draw “harmless” and propoganda cartoons under the name e.o.plauen (*), he made “father and son” immigrate to an isolated island in 1937, after a year, there can be seen none of his old brillant ideas in his drawings. In the last “father and son”, characters are seen above the clouds, and far away there glitters a moon and a indistinct star. This star that nobody noticed was the sixcornered jewish star. In 1942, Berlin was under bombs.

In 1944 he was arrested by Gestapo with one of his friend upon a denounce, he was trialed with capital punishment because of his thoughts against the state. Ohser ends his life in Berlin Moabit Jailhouse by suicide one day before the sentence was given. Ohser wrote that nobody was responsible for his death, he claims everything and announced that his friend Erich Knauf was unguilty  in the letter he left behind, but Knauf was executed a few weeks later.

Both the name Erich Ohser and his nick name e.o.plauen is given to a lot of street, a lot of school in Germany, and a gallery in his birth place.

“e. o. plauen” still lives in Germany with his drawings, his republished albums, stamps dedicated to him and exhibitions held frequently.

*Erich Ohser did not forget Plauen’u where he spent his childhood, so he used e.o.plauen meaning Erich Ohser from Plauen as his nickname.

 

 

BİR FIKRA

 

Oldukça fakir bir köyde bilgisayar eğitimine başlandığını duyan biri, öğretmenlerden birine „İnanılmaz bir şey, parayı nereden buldunuz ?“ diye sorar Öğretmen „Ne parası? Bir bilgisayar bir bilgisayar daha kaç bilgisayar eder? diye sorarak çocukları bilgisayar sözcüğüne alıştırıyoruz“ diye yanıt verir...

 

BİLİŞİM VE KARİKATÜR...

 

Bilişim dünya çizerlerinin ortak bir platformda buluşarak, bilgi alışverişinde bulunmalarına ön ayak olmaya başladı bile... Sürekli kendini yenileyen teknoloji sayesinde karikatürcüler de eserlerini bir çırpıda dünyanın dört bir köşesine ulaştırabilmenin, yeni çizgi ve çizerlerle iletişim kurmanın keyfini yaşıyorlar.

Hoşça zaman geçirme araçlarına dönüşen gazetelerin, radyoların, televizyonların geldiği yere bakınca bilişimdeki tam gaz gelişmeye de şüpheyle yaklaşmak ve sabırla gidişatı gözlemek yerine başta internet olmak üzere bilişimi bilinçli bir şekilde yönlendirmeye çalışmak da gerekiyor.

Denetlenmesi neredeyse imkansız sanal ortam, çizerlerin beyinlerindeki otosansür mekanizmalarını yıkmaya daha taze, daha içten, piyasa kaygısı daha az yapıtlar ortaya koymalarına yarayabilir. Çöp kutularını boylayan ya da çekmecelerde kilitli bekleyen nice karikatür sanal ortamda artık rahatça gün yüzüne çıkabilir, meraklılarıyla buluşabilir...

İnternet muhaliflerinin „dünyanın en büyük veri çöplüğü“ diye nitelendirdikleri özgür sanal ortam, iyi değerlendirebilenlere karikatürlerini geniş kitlelere, çok ucuza ve büyük bir hızla sunabilmeleri yanında  hem galericilik hem yayıncılık hem reklamcılık hem de pazarlamacılık olanakları  yanısıra uluslararası örgütlenme olanağı da sunuyor.

İletişimi kolaylaştırmayı amaçlarken, yığınları bilgisayarlarına hapseden, özgürlük diye pornografi, şiddet ve ırkçılığa çanak tutan bilişim ve bu “lüks“ten henüz yoksun geçim peşindeki  kitlelerin oluşturduğu çelişkiler, karikatürcülerin durmadan yenilenen bir numaralı konusunu oluşturacak...

 

 

 

AN ANECDOTE

 

In one of the poorest towns in which education with computers has started, a man asks the teacher: “It’s unbelievable! Where did you get the money from?” The teacher replies: “What money are you talking about? By asking students “how many computers do we get when we add one computer to another” we’re familiarizing our children with the word computer.”

 

INFORMATICS AND CARTOON

 

Informatics has already started to bring the cartoonists of the world together to exchange information. Cartoonists are enjoying the opportunity of sharing their works with people all around the world in an instant. When we look at the role of the newspapers, radios and televisions which have turned out to be mere tools of leisure times nowadays instead of observing the development of informatics, we must also try to manipulate informatics more consciously.

This virtual realm which cannot be censored may help the cartoonists to destroy their own mechanisms of censorship and lead them to create more fresh, more sincere works. Cartoons that have ended in garbage or have been locked in drawers can meet their audience now.

This free virtual realm which some people call the world’s largest data garbage can provide cartoonists with opportunities such as publishing, advertising, marketing and exhibiting their own works. Furthermore, it can provide them with the opportunity of to become internationally organised.

While aiming to ease communication, informatics which imprisons masses to computers, exposing them to pornography, violence and racism and the paradoxes people who don’t have the luxury of having Internet will be the number one issue of the cartoonists…

 

 


Alle Karikaturen, Fotos und Schriften(c) Hayati Boyacıoğlu. Jegliche Verbreitung nur mit schriftlicher Genehmigung.
 


12.08.04 von HB                                   ZURÜCK  (-------((